Periodontoloji (Diş Eti Tedavileri)

Diş Eti Çekilmesi Nedir?

Diş eti çekilmesi diş eti sınırının mine seviyesinin altına düşerek kök yüzeyinin açılmasıdır.

Diş Eti Çekilmesi Hangi Yaş Gruplarında Görülür?

Genç ve yaşlılar olarak toplumun tüm bireylerinde diş eti çekilmesi görülür.

Diş Eti Çekilmesinin Sebepleri Nelerdir?

Yanlış diş fırçalama tekniğiyle diş fırçalama, diş fırçalama sayısının günde 3 kereden fazla olması, sert diş fırçalama, dişlerdeki yer değişikliği, yüksek ve anormal frenulumlar, diş eti hastalıkları ve daha önce yapılmış hatalı dolgu ve kaplamalar diş eti çekilmesine yol açar.

Diş Eti Çekilmesi Yaşamamak İçin Dişlerimi Nasıl Fırçalamalıyım?

Dişler orta sert bir fırça ile dairesel hareketlerle fırçalanmalı ve asla çok sert olunmamalıdır.

Diş Eti Hastalıkları Diş Eti Çekilmesine Nasıl Sebep Olur?

Diş eti hastalıkları diş etinin içinde meydana gelen iltihapsal hastalıklardır. Diş etinin içerisinde oluşan iltihap dişi çevreleyen kemik dokusunda erime meydana gelir ve kemik dokusunda çekilmeye sebep olur. Diş eti dokusu da kemik dokusunu takip ederek diş eti çekilmesine sebep olur.

Diş Eti Çekilmesi Olan Dişlerin Etrafında Olan Kaplama ve Dolgularımı Tedaviden Sonra Kullanabilir Miyim?

Diş eti tedavisi sonucunda o bölgede bulunan tüm kaplama ve dolguların değişmesi gerekir.

Diş Eti Çekilmesi Ne Gibi Sorunlara Yol Açar?

Diş eti çekilmesi fırçalamanın bozulmasına bağlı olarak diş üzerinde plak birikmesi kök çürüklerine, diş hassasiyetine ve estetik problemlere yol açar.

Diş Eti Çekilmesine Bağlı Olarak Diş Kaybı Yaşayabilir miyim?

Diş eti sınırının belli bir seviyenin altına düştüğü ve dişleri çevreleyen sert dokunun tamamen ortadan kalktığı durumlarda hastalarımız diş kayıpları yaşayabilir.

Diş Eti Çekilmesinde Tedavi Yolları Nelerdir?

Diş eti çekilmesi durumunda diş dokusu üzerinde meydana gelen hasarın tedavi edilmesi, diş duyarlılığının tedavi edilmesi ve çekilen diş eti dokusunun cerrahi olarak yerine getirilmesi olmak üzere 3 tedavi yöntemi uygulanır.

Diş Dokusu Üzerinde Meydana Gelen Hasar Nasıl Tedavi Edilir?

Diş eti üzerinde meydana gelen hasarlar hasarlı bölgeye dolgu uygulanması veya dişin tamamiyle kapanması ile tedavi edilir. Bu şekilde meydana gelmiş hassasiyet sorunu da ortadan kalkar.

Hangi Durumlarda Diş Eti Cerrahisine Başvurulur?

Hastalarımızın ön bölgelerinde meydana gelmiş olan ve özellikle estetik problem yaratan durumlarda, diş eti hastalığının ilerlediği durumlarda ve arka dişlerde kaplamanın yeterli olmayacağı durumlarda diş eti cerrahisine başvurulur.

Diş Eti Cerrahisi Nasıl Uygulanır?

Diş eti cerrahisi iki şekilde uygulanır. Gretleme adı verilen ilk metotta hastamızın damağından alınan ve greft adı verilen pava dış eti çekilmesi olan bölgeye uygulanır. Kaydıma adı verilen ikinci metotta ise çekilme olan bölgesinin yanında sağlam doku varsa doku çekilmenin üzerine kaydırılırak kapatılır.

Acı Çeker Miyim?

Diş eti cerrahisi lokal anestezi altında yapılır ve ağız içerisinde yapılan diğer protez işlemleri ve cerrahi işlemlerden bir farkı bulunmaz. Operasyon sırasında hiçbir ağrı meydana gelmemekte sonrasında ise bir ağrı kesici yeterli olmaktadır. Greftleme metodu kullanılan hastalarda bazen damak içerisinde açık yara kalır. Bu dört gün boyunca o bölgeye herhangi bir şey değdiğinde konforsuzluğa sebebiyet verebilir. Bu konforsuzluk 1 hafta içerisinde tamamen geçer ve yara bölgesi hiçbir iz bırakmadan iyileşir.

Operasyon Sonrasında Nelere Dikkat Etmeliyim?

Operasyon sonrasında en dikkat edilmesi gereken konu o bölgenin mekanik travmadan uzak tutulmasıdır. Yediklerinize dikkat etmeli ve sert besinlerden uzak durmalısınız. Operasyon bölgesinin temiz tutulması tedavinin sonucunu etkileyen en önemli faktörlerden biridir.

Tedavi Sürecinde Sigara Kullanabilir Miyim?

Operasyon öncesinde ve sonrasındaki bir haftalık iyileşme sürecinde olabildiğince sigaradan uzak durulması gerekir. Bölgede yeni bir doku meydana geldiğinden o dokunun beslenmesi çok önemlidir ve sigara kullanımı beslenmeyi olumsuz olarak çok etkiler. Çok yoğun sigara içen hastalara diş eti tedavisi yapılması uygun değildir.

Diş Eti Operasyonundan Sonra Dikiş Atılır Mı, Dikiş Olursa Kaç Gün Sonra Alınır?

Diş eti operasyonlarından sonra genellikle dikiş atılır ve dikişler operasyondan bir hafta sonra alınır.

Diş Eti Operasyonundan Sonra İz Kalır Mı?

Greftleme işlemlerinde greftin alındığı bölge ile greftin yerleştirildiği bölge arasında hafif bir renk farkı olur. Yapay üretlerin kullanıldığı durumlarda ve kaydırma operasyonlarında iz kalmaz.

Diş Eti Tedavisindeki Yenilikler Nelerdir?

Son yıllarda diş eti tedavisinde birçok yenilik meydana gelmiştir. Grefleme operasyonlarında artık birçok vakada hastadan alınan greftler yerine yapay greftler kullanılır ve bu tedavi sonrasında oluşan konforsuzluğu ortadan kaldırır. Kaydırma operasyonlarında kullanılan mine matrix proteinli esaslı jeller tedavilerin başarı oranını yükseltir ve tedavi sonrasında oluşan konforsuzluğu azaltır.

Zirkonyum

Zirkonyum

Klasik köprü ve protezlerin alt yapısı olan gri metalin yerine kullanılan beyaz bir alaşımdır.

Zirkonyum Dişler Nerelerde Kullanılır?

Daha çok estetik amaçlı olarak, beyazlatma gibi metotlarla sonuca ulaşılamayan ileri derecedeki renkleşmelerde, kalıtsal уарı renkleşmelerin tedavisinde, ortodontik tedavinin tercih edilmediği diastema gibi ayrık veya az çapraşık dönük dişlerde, rengi ve yapısı bozulmuş eski dolgulu aşırı madde kaybı olan dişlerin restorasyonlarında, arka grup dişlerde köprü veya kaplama olarak, ön grup implant üstü protezlerde ve gülüş estetiğini düzenlemekte kullanılabilir.

Estetik Açıdan Zirkonyum Dişlerin Avantajları Nelerdir?

Işık geçirgenliği özelliği sayesinde doğal dişlerin görüntüsü tam olarak yakalanır. Sağlıklı dişlerin minesi ışığı tamamen geçirir. Klasik kaplamaların alt yapıları olan metaller dişlerde opak bir görüntü yaratırlar. Bu da dişlerin cansız ve yapay görünmesine sebep olur. Zirkonyum ile bunun önüne geçilmiştir.

Zirkonyum Dişlerin Diş Etimle Uyumu Nasıldır?

Dokuyla uyumlu bir malzemedir. Metal destekli protezlerde görülen dişin boyun bölgesindeki diş etinde morumsu renklenme asla oluşmaz. Diş eti çekilmesine sebep olmaz. Yanlış fırçalama gibi sebeplerden diş eti çekilecek olursa estetik olarak kötü bir görüntü yaratmaz.

Metale Karşı Alerjisi Olanlarda Uygulanabilir Mi?

Zirkonyum kaplamalarının içeriğinde metal bulunmadığı için metal alerjisine de sebep olmaz.

Ağzımda Tat Değişikliği ve Kokuya Sebep Olur Mu?

Metal içerikli olmadığından herhangi bir tat değişikliği yaratmaz kokuya da sebep olmaz.

Zirkonyum Dişler İlerde Renk Değişikliği Yapar Mı?

Pürüzsüz ve kaygan yüzeyi sebebiyle plak birikimine sebep olmaz. Bu sebeple kahve çay sigara gibi renklendiricilerden etkilenmez. Rengi sabit kalır.

Protez

Parsiyel Protezler (Kısmi Protezler)

Ağızdaki mevcut diş sayısı sabit bir köprü yapımı için yeterli değilse hem dişlerden hem de hastanın ağız içi yumuşak dokularından destek alınarak yapılır. Çıkarılıp takılabilen protezlerdir. Sadece akrilikten yapılan protezler, uzun ömürlü olmamaları nedeniyle kısıtlı miktarlarda ve daha çok geçici protezler olarak tercih edilirler.

İskelet parsiyel Protezler: Hastanın ağız içi yumuşak dokularından ve mevcut dişlerden direk veya indirek tutucularla (kroşe-çengel) destek alan, alt yapısı metal hareketli protezlerdir.

Hassas Tutuculu Parsiyel Protezler: Hastanın ağız içi yumuşak dokularına ve kronlanan mevcut dişlerin üzerlerine yerleştirilen, tutuculardan destek alan hareketli protezlerdir. Halk arasında çıtçıtlı protezler olarak da bilinirler. Daha estetiktirler. Kullanımı daha kolay ve tutuculuğu daha iyidir.

Total protezler (Tam protezler): Ağızdaki tüm dişler kaybedildiğinde yapılan protezlerdir. Diş eti renginde akrilik kaide üzerinde prefabrik dişlerin dizilmesi ile hazırlanan yumuşak doku destekli hareketli protezlerdir.

Protezler Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Yemek Yeme: Kullandığınız protez ile normal dişlerinizdeki kadar kuvvetli çiğneme yapamazsınız. Özellikle ön dişlerinizi kullanarak ısırmamalısınız, çünkü bu hareket protezinizi oynatacaktır. Yine protezinizin ön dişlerini kullanarak iplik koparma, ağızda iğne, çivi gibi maddeler tutmak yapay dişleri aşındırır. Yemek yerken lokmalan küçük parçalar halinde kesmeli, arka dişlerin üzerine yerleştirmeli ve her iki tarafı kullanarak çiğnemelisiniz. Başlangıçta size zor gelecek olan bu yemek yeme şekline zamanla alışabilirsiniz. Çok sert kabuklu kuruyemiş gibi… gıdalar protez dişlerinde kırılmalara neden olabilir.

Konuşma: Protez kullanmanız, konuşmanızda bazı değişikliklere neden olabilir. Konuşma değişikliklerinin düzelmesi çiğnemeye alışılmasından daha uzun sürebilir. Yüksek sesle gazete, kitap okumak veya ayna karşısında yüksek sesle konuşma eksersizleri yapmak değişikliklerin düzelmesini hızlandırabilir. Ancak en önemlisi, değişiklikleri devamlı düşünmemek, devamlı kontrol etmemek, unutmaya çalışmak ve zaman içerisinde alışmaya bırakmaktır.
Doğal Dişlerinizin Bakımı: Artık daha fazla diş kaybına uğramamanız için, doğal dişlerinize de özenli bir bakım uygulamalısınız. Bugün parsiyel protez kullanmanız ileride tam protez kullanacağınız anlamına gelmez. Özellikle protez kroşelerinin geldiği doğal dişlerinizi dikkatli temizlemelisiniz. Bu kroşelerin dişleri çürüttüğü gibi söylentiler duyabilirsiniz. Ancak iyi bakılan ağızlarda, çürük riski çok az olacaktır. Dişlerinizi ve protezinizi iyi temizlememeniz durumunda diş-protez arasında biriken besin artıkları zamanla çürümeye neden olabilir.

Kontroller: Acil bir rahatsızlığınız olmadıkça, ilk kontrolünüz protez takıldıktan 1 hafta sonra yapılacaktır. Diğer kontroller 6 ayda bir, bu mümkün değilse yılda bir defa muhakkak yapılmalıdır. Dişler çekildikten sonra çene kemiklerinde oluşan devamlı erime nedeniyle protezinizin zamanla uyumunu kaybetmesi doğaldır. Yani proteziniz hep aynı kalacak ama ağız dokularınız sürekli olarak değişecektir. Bu nedenle kontrollerinizi muhakkak yaptırmalı ve bir şikayetiniz olduğunda hemen doktorunuza başvurmalısınız.

İMPLANT DESTEKLİ PROTEZLER:

İmplant destekli protezler, implant üzerine yerleştirilen ve implantlar tarafından desteklenen protezlerdir. Hiç dişi bulunmayan ancak yeterli kemik seviyesine sahip olan kişilerde, protezler kullanılabilir. İmplant destekli protez implantlar üzerine protezler dişeti üzerine yerleştirilir ve bu nedenle ağızda sabit kalmaları daha kısıtlıdır.
İmplant destekli protezlerin üzerine yerleştirilebilecekleri özel ataşmanları bulunmaktadır. İmplant destekli protezlerin takılıp çıkartılması da oldukça kolaydır. Ancak aynı zamanda kron ve köprü gibi sabit kullanılan protezlerin yapılması da mümkündür. Diş hekiminiz size en uygun olan tipteki protezi önerecektir.

İMPLANT DESTEKLİ PROTE ÇEŞİTLERİ

İki tip implant protez vardır. Bartı ve ball ataşmanlı (çıt çıtlı) protezler olarak adlandırılırlar. İkisinde de protezin alt yapısı akriliktir. Bartı protezler en az gerektirirken, ball ataşmanlı protezler için iki implant yeterlidir.

1.Barlı Protezler

Öncelikle 2-5 implant uygulanır. Sonra çene kemiği takip eden ince bir metal bar, bu implantların üzerine yerleştirilir.Klips ya da başka tipteki ara parçalar bar, protez ya da her ikisine birden uygulanır. Protez barın üzerine uygun şekilde oturtulur.

Lamina

 Lamina Diş Nedir?

Lamina Latincede yaprak demektir. Dişerin kesilmeden önce sadece ön yüzlerinin 3-7 mm inceltilerek yapılan ve sağlam diş dokusunun en az kaybedildiği yöntemdir. Bu inceltilen alana diş laminalarının yapıştırılma işlemidir.

Diş Laminaları Hangi Durumlarda Uygulanır?

Beyazlatma ile sonuç alınamayan ileri derecede renkleşmiş dişlerde,

Yapısal formu ve şekli kötü olan dişlerde,
Ayrık dişleri birleştirmede (diastema kapama),
Kırık veya aşınmış dişlerin restorasyonunda,
Rengi ve yapısı bozulmuş eski dolguların düzeltilmesinde,
Çapraşık ve eğri dişlerin düzeltilmesinde (ortodontik tedavi alternatifi olarak) mükemmele yakın kozmetik bir alternatif olabilir.

Lamina Diş Tedavisi Kimlere Uygulanır?

lamina diş tedavisi hemen hemen herkese uygulanabilir.

Peki Diş Laminalarının Tedavisinin Uygulanamayacağı Durumlar Var Mıdır?

Çene bozuklukları, tırnak yeme, kalem ısırma gibi kötü alışkanlıklar ve ileri derecede diş eti çekilmesinin mevcut olduğu durumlarda uygulanmaz.

Lamina Diş Tedavisi Kaç Seans Sürer?

Eğer diş etleriniz de bir tedavi veya estetik açıdan bir müdahale gerekmiyor ise 2-3 seansta yani 1 hafta içinde yeni bir gülümsemeye sahip olabilirsiniz.

Bu Estetik Diş Hekimliği Uygulamasının Tedavi Aşamaları Nasıldır?

İlk seans dişleriniz aşındırılmadan ölçüsü alınır ve çıkan modelde bir çalışma yapılır. Daha sonra dişler aşındırılır ve hassas bir ölçüm materyali ile ölçü tekrarlanır. Bir sonraki randevunuzda ise laminalar dişlerinize uygulanır.

Lamina Dişler Düşer Mi?

Hayır. Günümüz yapıştırma teknolojilerinin yapışma değerleri çok yüksektir. Eğer hekim uygulamada teknik hassasiyete uygun hareket ederse laminalarınızı kendi dişiniz gibi kullanabilirsiniz.

Laminalar iyi bir ağız bakımıyla yıllarca sorunsuz olarak kullanılabilirler. Bunun da sebebi digger yapıştırma sistemlerden daha üstün özelliklere sahip den imal edilmiş olmalarıdır. Lekelenme ve aşınmaya karşı daha dirençlilerdir. Ömürlerini uzatmak için ağız bakımına dikkat etmek gerekir. Ayrıca, çok sert gıdaları ısırmaktan, tırnak yemek gibi kötü alışkanlıklardan kaçınmak gerekir.

Lamina Dişlerin Avantajları Nelerdir?

Minimal bir müdahale ile çok kısa sürede sağlıklı ve doğal bir görünüş elde edilir. Sağlam, renkleri bozulmayan ve dayanıklı malzemelerden üretilirler.

Dişlerinizin doğal yapısı bozulmadan istediğiniz estetik özelliklere sahip olması sadece lamina ile mümkündür. Diş üzerinde ya hiç bir değişiklik yapılmaz ya da az bir düzeltme ile sonucun daha mükemmel olması sağlanabilir.

Görünümünden memnun olmadığınız dişlerinizin bir kopyası elde ederek üzerinde bir tasarım yapılabilir. Yani dişlerinize hiç bir müdahalede bulunmadan önce dişlerinizde oluşturulacak değişikliği size gösterebiliyoruz.

yüzeyleri son derece pürüzsüz olacağı için sigara ve benzeri sebeplerden kaynaklanan lekelenmeleri ve diş taşı oluşumlarını minimum indirir. Kahve, çay, sigara gibi dış etkenlerle renk değiştirmez. Materyal olarak oldukça kırılgandır. Fakat, mineye tam olarak yapıştırıldığında germe çekme kuvvetlerine karşı direnci çok yükselir. Söz gelimi yapışmış bir Veneer’i dişten bütün olarak sökmek mümkün değildir. Ancak elmas frezlerle diş yüzeyinden aşındırarak uzaklaştırılabilir. Aşınmaya karşı direnci yüksektir.

Lamina Dişlerin Dezavantajları Nelerdir?

Diğer restorasyonlara göre sağlık ve estetik açıdan üstünlükleri vardır. Ancak diğerlerine kıyasla biraz daha pahalı bir sistemdir.
Hassas bir tekniktir. İyi bir klinik ve laboratuvar çalışması gerektirir. Hekimin ve diş teknisyeninin bu konu üzerine yeterli teknik bilgisinin ve sanat yeteneğinin olması gerekir.

Ortodonti (Diş Teli Hastalıkları)

Ortodonti; diş, çene ve yüz bölgesinde gerek gelişim sırasında, gerekse gelişim sonrasında oluşmuş ve olabilecek anomalileri tedavi eden diş hekimliği uzmanlık dalıdır. Çoğunlukla estetik kaygılara cevap vermesiyle birlikte; ciddi konuşma (fonasyon), çiğneme ve ağız hijyeninin temini bakımından da sağladığı sonuçlarla ortodontinin hitap ettiği kitle ve sınırları zaman içersinde oldukça genişlemiş, uygulama alanı da aynı oranda artmıştır.

Temel prensip olarak ortodontide diş üzerine braket ve tellerle bir kuvvet uygulanır. Böylece kuvvetin yönünde bir hareket oluşur. Hareket eden dişin önünde geçici bir süre için kemik dokusunda bir yıkım olur, hareketin aksi yönünde ise yeni kemik dokusu yapılır. Böylece yeni yerlerini alan dişler, yeni bir kemik yuvasına da otururlar.

Yeni yapılan araştırma verilerine göre tüm dünyada KORUYUCU DİŞ HEKİMLİĞİ’nin önem kazanması, daha bilinçli bir kitle yaratmış ve diş çürüğü vakalarında gözle görülür bir azalma sağlamıştır. Buna bağlı olarak da kalıtım, gelişim yetersizlikleri, çeşitli yanlış alışkanlıklar gibi faktörler sebebiyle oluşan rahatsızlıklar sonucu ortodontiye duyulan ilgi de artmıştır.

Ortodontinin Sınırları Nelerdir?

Süt Dişlenme Dönemi:

Erken dönemdeki süt dişlerinde görülen düzensizliklerde endişelenmeye gerek yoktur. Bu dişler arasında bulunan boşluklar doğal gelişim göstergesidir. Erişkinlerin dişlerindeki gibi sıkı temaslar ileride meydana gelebilecek yer darlığı ve dolayısıyla dişlerde çapraşıklığın göstergesi olabilir. Bu dönemde üzerinde durulması gereken en önemli konu; kalıtım ve gelişim yetersizliklerinin değerlendirilmesiyle, edinilmiş yanlış alışkanlıkların önlenmesidir.

  • Parmak emme
  • Uzun süre yalancı emzik ve biberon kullanma
  • Dudak emme ve Isırma
  • Ağıza sürekli yabancı cisim sokma (kalem, çakmak vs)

Karışık Dişlenme Dönemi:

İlkokul dönemi çocukları kapsar. Ağızda süt dişleri ve daimi dişler bir arada bulunur. En uygun ortodontik değerlendirme 7-9 yaşları arasıdır yapılabilir. Bu dönemde, zamanından önce veya sonra süt dişlerinin kaybedilmesi alttan gelen daimi dişlere rehberlik edememesi sonucunda birtakım yer darlığı problemleri oluşabilir. Oluşan çapraşıklığın giderilmesi ortodontinin ilgi alanına girer. Yine bu dönemde başlayıp ergenlik çağının sonuna kadar devam eden çeneler arası uyumsuzlukların giderilmesi de Ortodontinin konusudur.

Ortodonti Hangi Yaş Grupları için Uygulanabilir? 
 Her Yaşta Ortodonti Tedavisi Mümkün mü?

Ortodonti için yaş önemlidir ama sorun ya da engel değildir. • Hasta kaç yaşında olursa olsun tedavi mümkündür.

  • Dişsel düzeltmeler her yaşta yapılabilir; ancak ortalama tedavi süresi değişir.
  • İskeletsel düzeltmeler ergenlik sonrası ortognatik cerrahiyle desteklenir.

Tedavi Süresi Ne kadardır?

Ortalama ortodontik tedavi süresi 24 ay kadar olmakla birlikte kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Tedavi tamamlandıktan sonra pekiştirme süreci başlar ki bu sürede de kemik yapılanması sağlanıp geriye dönüş engellenmiş olur.

Çocuklarda Ortodontiste Gitmek İçin En iyi Zaman Hangi Dönemdir?

Daimi dişler 6-7 yaşlarında çıkmaya başlarlar ancak 7-9 yaşları arasında, kesici dişler sürene dek pek fazla sorun gözlenmez.

“Ancak süt dişlerinin tümü daimileriyle yer değişene dek yerinde tutulmalıdır.”

Diş hekiminiz sizi erken yaşta bir ortodontiste yönlendirse dahi bu her zaman tedavinin çok erken başlatılacağı anlamına gelmez. Çoğu dikkatli diş hekimi potansiyel bir sorunun kontrol atında olduğu ve en uygun tedavi zamanının geçmediğinden emin olmak ister. Çocuklarda çenesel problemlere erken yaşlarda müdahale etmek gerekirken, sadece dişlerin düzensizlik gösterdiği durumlarda tedavi için zaman vardır. Erişkin hastaların da dişleri hareket ettirilebilir yani bu tür tedaviler için zaman geç değildir.

Artan yaşın tedavi süresini uzatması ve tedaviyi biraz zorlaştırması mümkün olabilir. Yine de yaş faktörü dişlerin destek dokularının sağlıklı olması kadar önemli değildir.

Yetişkinlere De Ortodontik Tedavi (Tel Tedavisi) Yapılabilir Mi?

Evet. Gelişen teknoloji, çocukken yapılamayan ortodontik tedaviyi yetişkinlikte mümkün kılmakta; kendi düzgün dişleri ile gülümsemesi kişileri daha mutlu etmektedir. Aslında dişleri ilgilendiren tedaviler hemen her yaşta yapılabilir; yeter ki dişler ve periodontium (dişi saran dokular) sağlıklı olsun. Fakat çene kemiklerini ilgilendiren anomaliler ileri yaşlarda ancak ameliyatla düzeltilir.

Ortognatik Cerrahi Nedir?

Ortodontik veya ortopedik tedavi ile dişlerin düzgün sıralanması gerçekleştirilebilir. Çeneler arası ilişkiler de bir sınıra kadar düzeltilebilir. Fakat bazı vakalarda ortodontik tedavi yetersiz kalır. Böyle durumlarda bir çene yüz cerrahı ortodontistle birlikte
çalışarak ağır bir anomaliyi cerrahi metodla düzeltebilir. Çok kısa sürede elde edilen estetik sonuç başarılı olmakta ve günümüzde ortognatik cerrahi tedavi gittikçe yaygınlaşmaktadır.

Ortodontik Tedavi (Tel Tedavisi) Sırasında Dişler Nasıl Hareket Eder?

Diş üzerine yay, tel veya özel lastiklerle bir kuvvet uygulanırsa kuvvetin yönünde bir hareket oluşur. Hareket eden dişin önünde geçici bir süre için kemik dokusu yıkımı olur, hareketin aksi yönde ise yeni kemik dokusu yapılır. Böylece yeni yerlerini alan dişler, yeni bir kemik yuvasına da otururlar.

Pekiştirme Tedavisi Nedir?

Ortodontik tedavi yaklaşık 2 yıl sürer. Dişler düzeldikten hemen sonra etrafındaki yapılar (periodonsiyum) dişlerin yeni konumuna uyum sağlayamamıştır. Ayrıca kemik dokusu olgunlaşmamıştır. Bu nedenle apareyler çıkarılırsa dişler eski yerlerine dönebilirler. Bunu önlemek için düzelmiş dişleri yapılacak başka aygıtlarla yerlerinde pekiştirmek gerekir. Tedavinin bu son aşamasına pekiştirme tedavisi denir. Bu dönemde de çocukların dişlerine gereken özeni göstermesi şarttır. Bu kurallar şunlardır:

  1. Ortodontik tedaviye başlamadan önce çürük dişlerin tedavi edilmesi ve diş etinin tam sağlıklı duruma getirilmesi gerekir.
  2. Tedaviye başlanınca ortodonti uzmanı, koyduğu tanıya göre çocuğa bir aparey uygular. Bu aparey’e ve dişlere daha önceki bölümlerde anlatıldığı gibi çok iyi bakılması, dişlerin düzenli fırçalanması şarttır. Hele sabit aygıtlarda dişlerin üzerine yapıştırılan olukların etrafında diş plağı çok çabuk yerleşir. Buna imkan verilmemesi gerekir.
  3. Hekim tedaviye başladıktan sonra hastasını ortalama ayda bir kez görür. Dolayısıyla ortodontik tedavide
    büyük görev, çocuklara düşer. Bu nedenle dişleri düzeltilecek çocuklarda tedavi isteği olması gerekir. Ailenin zorlaması çoğu zaman olumsuz etki uyandırmaktadır.
  4. Hekimin kontroller sırasındaki tavsiyelerine dikkatle uyulmalıdır. 5. Randevular aksatılmamalıdır. Aparey’lerde kırılma, kopma veya ağıza yapışan düzeneklerde çıkma varsa tedavi kesintiye uğrar. Böyle durumlarda hemen hekime başvurulmalıdır. Pekiştirme tedavisinde bıkkınlık gösterilmemeli; uygulanan aygıt ağıza düzenli takılmalıdır.

İmplant

Dental (diş) İmplant Nedir?

Dental implant, diş eksikliklerinde üzerine protez yapmak için kullanılan titanyum vida sistemidir. Çene kemiğine yerleştirilen dental implantlar diş kökü gibi görev yaparlar. Tek diş eksikliklerinde, komşu sağlam dişlere dokunulmadan eksik dişi tamamlamak mümkün olabildiği gibi çoklu diş eksikliklerinde hareketli protez yerine sabit protezler kullanabilmek dental implantlar sayesinde mümkündür. Tam dişsizlik durumlarında özellikle alt çenede kullanımı zor olan, ağızdan sürekli çıkmaya eğilimli hareketli protezleri implantlar sayesinde sabitlemek mümkündür.

Diş İmplantlarında Tedavi Süreci Nasıldır?

Diş hekimliğinde implant tedavisi sonunda protezlerin tamamlanması klasik tedavilere göre daha uzun sürmektedir, çünkü titanyum yapının kemikle bütünleşmesi için 2,5 ila 4 ay, ilave olarak çene kemiğine herhangi bir müdahalede bulunulduğunda veya üst çenede sinüs boşluğunu kaldırma işlemi uygulanmışsa 6 ay kadar beklemek gerekmektedir. Ancak bu süre sonunda alınan sonuçlar oldukça yüz güldürücü ve çok daha uzun ömürlüdür.

Diş İmplantlarının Avantajları Nedir?

Özellikle uzun yıllardır dişsiz olan hastaların mevcut protezleri kemikte değişim devam ettiğinden dolayı zamanla uyumunu kaybederek hareket etmeye, vuruklara neden olmaya başlar. İmplantlarla sabitlenen protezlerin ağızdan çıkma, hareket etme ihtimalleri yoktur bu nedenle oldukça kullanışlı ve konforludur.

Dental İmplantların Ameliyatı Zor Mudur?

Lokal anestezi altında yalnızca dental implantın yapılacağı bölge uyuşturularak yapılan operasyonlar ağrısızdır. Kliniğimizde dijital anestezi yöntemi kullanılarak anestezi anının dahi acısız geçirilmesini amaçlanmaktadır. Operasyon öncesinde reçete edilen ilaçların alınması, işlem sonrasında antiseptik gargaraların kullanılması ve iyi bir ağız bakımıyla iyileşme süreci oldukça konforludur.

Dental İmplant Operasyonu Sonunda Yüzüm Çok Şişer Mi? Ağrım Çok Olur Mu?

Yanakta hafif şişlik veya renk değişiklikleri beklenir ancak ilk 24 saat yapılan soğuk tampon uygulamasıyla ödem hızlıca azalacaktır. Şiddetli ağrılar görülmez, doktor tarafından önerilen ağrı kesici ilaçlar ilk gün oluşabilecek ağrıyı kolaylıkla kontrol altına almakta yeterlidir.

Dental İmplant Süreci Nasıldır? Ne Kadar Zamanda Dişlerim Tamamlanır?

Üst çenede ortalama 3 ay, alt çenede ise ortalama 2 aylık bir sürede implantların kemikle birleşmesi beklenir ve üzerlerine kaplamalar yapılır. İnce veya yetersiz yükseklikte kemik varlığında ek işlemler uygulanmışsa bekleme süresi 6 aya kadar uzayabilir.

Dikişsiz Dental İmplant Mümkün Müdür?

Tek diş çekimi yapılıp çekim boşluğuna herhangi bir kesi yapmadan aynı seansta implant yerleştirilebilen bir sistemimiz mevcuttur.

Dental İmplantların Zarar Verme İhtimali Var Mıdır? Bazen Vücut Kabul Etmiyormuş Doğru Mu?

Dental implantlar titanyumdan üretilmektedir. İnsan vücuduna son derece biyo uyumlu olan titanyum, herhangi bir alerji riski yaratmayan, toksik olmayan kıymetli bir metaldir.

Dental İmplant Uygulamaları Bana Uygun Mu?

Kentte altında olmayan önemli bir sistemik hastalığı olan, radyoterapi veya yakın dönemde kemoterapi alan bireylerde yapılması sakıncalıdır. Ancak hastalık kontrol altına alandığı takdirde implant herkese yapılabilir. Muayenede yeterli kemik saptanamazsa ek işlemlerle önce kemik alt yapısı oluşturduktan sonra implantla yerleştirilebilir.

Sigara İçiyorum Dental İmplant Yaptırabilir Miyim?

Yapılan birçok çalışmada sigaranın implant ile kemik bütünleşmesini engellediği kanıtlanmıştır. Sigara içen bireylerde implantın düşme riski normalden 2-3 kat yüksektir.

Dental İmplantlar Uzun Ömürlü Müdür?

Dental implantın ömrü doğal dişler gibidir. Normal ağız ve diş bakımı iyi yapıldığı sürece çok uzun yıllar kullanılır.

2-3 Ay Beklemek İstemiyorum Kendi Takma Dişlerimi İmplant İle Birlikte Kullanabilir Miyim?

Evet, mini dental implant teknolojisi sayesinde mevcut hareketli protezler ameliyat sonrasında implantlara adapte edilerek kullanılabilir.

Gülüş Dizaynı

Gülüş Dizayn

Gençler özellikle dişlerindeki renk değişmesi, kıvrılmaları veya dişlerinin eksik olması gibi kusurlu görünümlerinden etkilenirler. Bilinçli bir şekilde gülmemek için çaba harcarlar ve her zaman dişlerini kapatmaya çalışırlar.

En çok da kötü görünen ve hemen fark edilen kıvrık dişleriyle ilgili okulda sataşıldığında etkilenirler. Gülüşleri yenilenene kadar da sosyal hayattaki performansları ve özgüvenleri hep düşüktür. Gülüşlerini yenilemenin insanlar üzerindeki etkisi çok etkileyicidir adeta hayata yeniden gelmiş gibi olurlar.

Artık daha çok gülüp, şarkı söyleyip konuşurlar, çok daha neşelidirler. Bir diş hekiminin hastaya sunabildiği en çok sevindiren ve takdir edilen hizmeti gülüşün düzeltilmesidir ve çocuklar gençler yetişkinler için kıvrık dişin ortodontik düzeltimi mükemmel bir gülüş için atılan ilk adımdır.

Mükemmel Gülümse Nedir?

Şimdi, birinin tüm dişlerinin sağlıklı, tamamen dümdüz, aralarında hiçbir boşluk olmadığını ve gülümsemenin tam göründüğünü hayal edin. Gülümseme daha beyaz dişlerle daha çekicidir, çünkü gençlik ve canlılığı gösterir.

Dişlerin mükemmel görünümünden önce, uygun şekilde ve boyutlarda olmaları gerekir. Isırırken dişler birbirleriyle doğru kavuşmalıdır ve böylece gülüş simetrik ve iyi görünür. Aynı zamanda diş etleri de dişin çevresinde tarak oluşumu veya herhangi bir hastalık belirtisi olmadan pembe ve sağlıklı görünmelidir. Diş etleri ve dişlerin oranı makul bir şekilde dengeli olmalıdır yoksa çok kısa ve küçük dişleri örten fazla diş eti kitlesi gülümsemeyi çok dişsiz gösterir.

Bu konuda düşünüyorsanız, ağzınızın ve çenenizin şeklinin yüzünüzün üçte biri kadar olduğunu eğer alnı çıkarırsanız yüzünüzün yarısını oluşturduğunu fark edeceksiniz. Her konuştuğunuzda, ağzınız her zaman odak noktasıdır. Kadınlar
dudaklarını ön plana çıkarmak için ruj sürerler ve konuşurken veya gülümserken dişleri göründüğünde bir an için ağızlarının durumlarını görürsünüz. Üst ön dişler her zaman bir etki bırakır. Gülümsemeyle görünen bu dişlerin estetik bir sırada olduğu ve genelde bir dudağın köşesinden diğerine 10 üst diş birkaç da alt ön diş içerdiği söylenir. Diş estetiği bu alandaki dişlerin görünüşüyle ilgilidir.

Estetik Bölgesi

Ağzın boyutuna ve şekline bağlı olarak dişlerin sayısı ve dudak kaslarının gerilme derecesi insandan insane kolayca değişiklik gösterir. Gülerken görünen bu dişler, görünüşünüzdeki en önemli etkidir ve diş estetiğinin temelini oluştururlar. Genelde insanlar gülümsediğinde, tipik olarak öndeki üst 4 dişi, üst köpek dişlerini ve ağzın iki tarafındaki üst küçük azı dişlerini gösterir. Eğer dişlerinizi diş beyazlatma ya da kron kaplamayla beyazlatmak isterseniz hepsi aynı zamanda yapılabilsin diye tedavi kapsamında olmalıdır.

Bir insanın yüz güzelliği genelde simetrisi ve orantılılığıyla sınırlandırılır. Tüm dişlerin simetrik konumunun sağlandığı simetrik bir gülüş ve yüzün tam merkezinde olması en kritik öneme sahip olanlardır. Tel takmak bunu sizin için yapacaktır. Bunu kendi fotoğrafınızın ortasından dikey bir çizgi çekerek kontrol edebilirsiniz. Eğer çizgi üst ön iki dişinizin arasından geçiyorsa, gülüşünüz simetriktir. Aynı zamanda gülüşünüz göz seviyenizle de dengeli olmalıdır ki eğri bir açıda olmasın.

Gülüş tasarımı, hekimlik ve sanatın birlikte uygulanarak, yüze özel ideal gülüşü sağlayabilmektir. Dişler, birbirleri ve onları çevreleyen yumuşak dokular ile uyumlu olarak dizilmiştir. Güzel bir gülüşün temel elemanları dişlerdir ve dolayısıyla diş şekilleri ve anatomik özellikleri hakkında kapsamlı olarak bilgi sahibi olmak tüm tedavilerin temelini oluşturur. İyi tasarlanmış bir gülüşün nasıl olması gerektiği hakkında daha fazla fikir sahibi olabilmek için, yüz hatlarının iç ve dış kenarları incelenmelidir.

Yüz hatları; cinsiyet, yaş, gülüş simetrisi, dişlerin sıralanışı ve renkleri, dudaklar ile diş etleri estetik gülüş fadesini belirleyen
faktörlerdir. Gülüş tasarımında tüm bu faktörler göz önüne alınarak dişlerin formu belirlenir.

Gülüş tasarımıyla daha genç görünmek, her açıdan çok daha sağlıklı, pırıl pırıl dişlere kavuşmanız mümkündür. Diş beyazlatmadan görünmeyen diş teline kadar kozmetik amaçlı birçok yenilik sizleri bekliyor.

Gömülü Dişler

Gömük Diş Nedir?

Sürmesi gerekirken sürememiş diş eti ya da kemik atında kalmış dişlere gömük diş denir.

Hangi Dişler Gömülü Kalabilir Mi?

20 yaş dişleri, köpek dişleri ve küçük azı dişleri de gömülü kalabilirler. Ortodontik olarak (tellerle) yerlerine getirilemeyecek durumda oldukları saptandığında aynı şekilde operasyonla çene cerrahları tarafından çekilmeleri gerekir.

Gömük Dişler Hangi Durumlarda ve Ne Zaman Çekilmelidir?

20 yaş dişleri ağızda en sonda yer alan dişlerdir. Ulaşılması ve görülmesi zor olan bir bölgede olduklarından dolayı fırçalanması ve bakımı diğer dişlere göre daha zor olabilmektedir. Yetersiz fırçalamaya bağlı olarak 20 yaş dişleri kolayca çürüyerek ağrılara ve ağız kokusuna yol açmaktadırlar.

20 yaş dişleri bazı durumlarda çenelerdeki yer darlığı sebebiyle çıkamazlar. Tam olarak gömülü (hem diş eti hem çene kemiği altında kalan ağızda hiç görülmeyecek şekilde) kalabildikleri gibi diş etinin altında yarı gömülü kalarak ağız ortamıyla ilişkili hale gelebilirler. Bu durumda diş etinden çıktıkları bölgede gıdaların sıkışmasına ve birikmesine yol açarak enfeksiyona neden olurlar. 20 yaş dişinin çevresindeki diş etinde şişlik ve kızarıklık, boyuna ve kulağa yayılan şiddetli ağrı, lenf bezlerinin şişmesi, ağız açma ve yutkunma sırasında ağrıya neden olan bu tabloya perikoronitis adı verilmektedir.

Tam gömülü 20 yaş dişleri önündeki dişleri sıkıştırabilir, dişlerde çapraşıklık (eğrilik) yaratabilirler. Ayrıca komşu dişe baskı yaparak bu dişin çürümesine neden olabilirler. Uzun yıllar fark edilmeyen gömülü 20 yaş dişleri çene içerisinde büyük boyutlara ulaşan kistlere neden olarak ciddi sorunlara yol açabilirler.

Herhangi bir soruna yol açmasa bile diğer dişlerin düzgün sıralanmaları için 20 yaş dişlerinin ortodontik tedavi amacıyla çekilmeleri gerekebilir. Bu gibi sebeplerden dolayı 20 yaş dişlerinin lokal anestezi ile yalnızca bulunduğu bölge uyuşturularak çekimi gerekmektedir.

Gömük Diş Operasyonu Sonrası Ağız Bakımı ve Beslenme Nasıl Olmalı?

Çekim sonrasındaki ilk gün tükürme, diş fırçalama, şiddetli çalkalama, pipet kullanma veya gargara yapılmamalıdır. İlk iki gün ılık, taneciksiz ve yumuşak besinler tüketilmelidir. Her besin tüketimi ve diş fırçalamanın ardından doktor tarafından önerilen antiseptik gargaralar kullanılmalıdır. Ağrı kesici ilaçlar ve eğer önerildiyse antibiyotik düzenli kullanılmalıdır. İyileşme sürecini bozacağından dolayı ilk 48 saat sigara içilmemelidir.

Gömülü Diş Çekimi Sonrası Çok Ağrı Olur Mu?

Hızlı ve yeterli yapılan cerrahiyi takiben fazla ağrı oluşmaz ve oluşan ağrı hafif ağrı kesicilerle kolaylıkla kontrol altına alınır.

Gömük Diş Operasyonu Sonrası Yüzüm Çok Şişer Mi?

Yanaktaki ödem dişin durumuna göre ve kişiden kişiye çok değişkenlik gösterir. Şişlik oluşmaması için yanak bölgesine ilk 24 saat soğuk tampon (buz kompres) yapılmalıdır. Hafif şişlik olması normaldir ve iyileşme için gereklidir.

Estetik Dolgu

Estetik Dolgu Uygulamaları Neden Gerekir?

Günümüzde amaç, uygulanan diş tedavilerinin hem görsel hem fonksiyonel olarak tatmin edici olmasıdır. Yapılan dolguların şekil ve renk olarak doğal diş formunda olması, dolgu sınırlarının belli olmaması, kişinin dolguyu kendi dişinden ayırt edememesi asıl hedeftir.

Estetik Dolgu Nedir?

Estetik dolgu malzemesi kompozittir. Şekil verilebilme özelliğinde olup halojen ışıkla sertleştirilir ve dişe kimyasal olarak bağlanır.

Estetik Dolgular Dayanıklı Mıdır?

Önceki yıllarda metal dolguların daha dayanıklı ve fonksiyonel olduğuna inanılmasına rağmen gelişen teknolojiyle birlikte malzeme içeriği sağlamlaştırılmış, metal dolgulardan çok daha uzun ömürlü, estetik ve sağlıklı bir yapıya geçilmiştir.

Estetik Dolguların Ömrü Var Mıdır?

Rutin ağız bakımıyla birlikte estetik dolgularda deformasyon oluşmaz ve dolgularda aralanma veya sızdırma olmaz. 6 ay-1 yıl arası kontrollerinizde estetik dolgularınızın bakımı yapılır, cilaları yenilenir ve çok daha uzun ömürlü kalmaları sağlanır. Kısaca dolgunun ömrü, kişinin ağız bakımıyla bağlantılıdır.

Estetik Dolguları Zamanla Değiştirmek Gerekli Midir?

Hayır, dişlerinizin rutin bakımı yapıldığı müddetçe dişte tespit edilen bir çürüme yoksa estetik dolguyu değiştirmek gerekmez.

Estetik Dolguların Direnci Nedir, Dişleri Korur Mu?

Doğal dişlerimizin sertliğine daha yakın olduğundan ve dişlere kimyasal olarak bağlandığından dişteki muhtemel kırılmalara karşı daha koruyucudur.

Siyah (amalgam) Dolgularımı Estetik Dolgularla Değiştirebilir Miyim?

Amalgam dolgularınızı tek seansta estetik dolgularla değiştirilebilmektedir.

Estetik Dolgu Mu Yoksa Kaplama Mı Yaptırmalıyım?

Mümkün oldugunca dişin doğal yapısının korunmasından yanayız. Büyük çürümeler veya kırılmalar nedeniyle dayanıksız kalan dişlerin öncelikli olarak estetik dolguyla ne derece sağlamlaştırılabileceği değerlendirilir. Kompozit teknolojisindeki gelişmeler sayesinde, eskiden kaplama yapılması gereken çoğu dişin günümüzde uzun yıllar sadece dolguyla devamlılığı sağlanabilmektedir.

Endodonti - Kanal Tedavileri

Kanal Tedavisi Nedir?

Dişlerde oluşan çatlaklar ve kırıklar, dişte meydana gelen çürükler, yanlış tedavi süreçleri, yanlış restorasyonlar sonucu dişte bulunan sinirler ve damarların canlılığını yitirmesi sonucu dişin kanallarında bulunan enfekte sinirlerin temizlenmesi, dezenfekte edilmesi ve kanal dolgu maddeleri ile doldurulmasına kanal tedavisi denir.

Kanal Tedavisi Ne zaman Gereklidir?

Dişin sinirine kadar ilerlemiş çürüklerde, travma sonucu dişin sinirini de içine alan kırıkların meydana geldiği durumlarda, ortodontik tedavi sonucu dişe gelen aşırı kuvvet sonucu dişin canlılığını kaybettiği durumlarda, ilerlemiş diş eti hastalıklarında, dişlerde ileri derecede aşınma sonucu oluşan hassasiyetin giderilmesinde, yüksek yapılmış dolgu veya protezler de gerekir.

Bir Dişe Kanal Tedavi Gerektiğini Nasıl Anlarsınız?

Dişinizde sıcak soğuk hassasiyeti, özellikle geceleri hiçbir uyaran olmadan ağrı, yemek yeme sırasında ağrı oluyorsa sinirlerin ölmesi sonucu dişinizde renk değişimi, apse oluşumu sonucu yüzünüzde şişlik, bazı durumlarda hiçbir belirti olmaksızın yapılan dental ve radyolojik muayenelerde tedavi gerektiği anlaşılır.

Kanal Tedavisinin Aşamaları Nedir?

İlk önce yapılan anestezi ile hiçbir ağrı hissetmemeniz sağlanır. Çürük temizlenir ya da kırık parça çıkartılır ve dişin sinirlerine ulaşılır. Dişin kökündeki sinir ve dokular temizlenir. Kök ucuna kadar kök kanalı şekillendirilir. Dişin durumuna göre tek seans tedavi yapılabileceği gibi birkaç seans süren tedavilerde olabilir. Seans aralarında kök içini ve kök ucunu iyileştirecek ilaçlarla pansuman yapılır. Kanal tedavisi bitim aşamasında kanal içerisi özel dolgu maddeleriyle kök ucuna kadar doldurulur.

Kanal Tedavisi Boyunca Nelere Dikkat Edilmelidir?

Anestezinin etkisi geçene kadar birşey yenmemeli ve içilmemelidir. Tedavi boyunca tedavisi yapılan dişin olduğu bölgede kuruyemiş ve benzeri sert yiyeceklerden ve sakız gibi yapışkan gıdalardan uzak durulmalıdır. En çok diş kırıkları seanslar arasında
görülmektedir. Tedavi seansları arasında geçici dolgunun düşmemesine dikkat edilmelidir.

Kanal Tedavisi Ağrılı Bir İşlem Midir?

Kök kanal tedavisi sırasında anestezi yapılacağı için hasta herhangi bir ağrı hissetmez.

Kanal Tedavisi Sonrası Ağrı Olur Mu?

Tedavi sonrasında dişte özellikle çiğneme sırasında hafif bir ağrı ve hassasiyet olabilir. Tedavi sonrası birkaç gün hafif bir antienflamatuar ilaç kullanmakta sakınca yoktur.

Dişte Oluşan İltihap Sonucu Dişin Çekilmesi Gerekir Mi?

Günümüzde kanal tedavisinde kullanılan maddeler ve teknikler sayesinde kök ucundaki apselerin büyük çoğunluğu tedavi edilebilmektedir ve böylece dişin çekilmesine gerek kalmamaktadır.

Diş Enfeksiyonlarında Antibiyotik Kullanımı Gerekli Midir?

Normal şartlarda kanal tedavisi sırasında antibiyotik kullanımına gerek yoktur. Ancak ileri enfeksiyon varlığında ya da dişte aşırı hassasiyet durumunda antibiyotik verilebilir.

Kanal Dolgusu ve Dolgu Ayrı İşlemler Midir?

Kanal dolgusu, kök kanalının temizlenip doldurulması işlemidir. Dolgu işlemi ise dişin ağız içinde görünen kroon kısmının harabiyet
miktarına göre kompozit dolgu, inley, onley ya da kron ile restore edilmesidir.

Kanal Tedavisi Gören Dişler Daha Kırılgan Mıdır?

Kanal tedavisi sonucu diş canlılığını kaybettiği için daha kırılgan bir hale gelir. Kanal tedavisi gören dişlerde çok fazla madde kaybı
olduğu ve daha kırılgan hale geldikleri için tedavi sonrası kaplama dişler tercih edilmelidir.

Kanal Tedavisi Tekrarı Nedir?

Steril koşullarda ve doğru yapılmış kanal tedavilerinin başarı oranı 90-95 arasındadır. Tedavi sırasında temizlenmeyen sinir dokusu kaldıysa, kök kanal dolgusunun ve üst dolgusunun yeterli yapılmadığı durumlarda kanal içersine mikroorganizmaların sızmasıyla, tedavi sırasında perforasyon ya da kırıkların oluşmasıyla kök kanal tedavisinin başarısızlığından bahsedilir.

Başarısız bir kanal tedavisini yemek sırasında dişlerde ağrı, spontan ağrı, kök ucunda şişlik ve kızarıklık belirtilerinden anlayabiliriz. Başarısız kanal tedavisi yenilenerek, tedavi tekrarlanır. Bu işlem yetersiz kalıyorsa apikal rezeksiyon işlemi uygulanarak, kök ucuna cerrahi olarak ulaşılır, enfeksiyon temizlenir ve kapatılır. Kanal tedavisi tekrarlanması ve cerrahi müdahale yetersiz kalırsa dişin çekimi düşünülmelidir.

Diş Beyazlatma

Diş Beyazlatma (Bleaching)

Dış etkenlere yıllar boyu maruz kalmaları nedeniyle dişlerin renklerinde koyulaşmalar meydana gelebilir. Bunun giderilmesi için evde ya da diş hekimi muayenehanesinde uygulanacak işlemlerle dişlerin renklerinde tatmin edici bir beyazlatma elde edilebilmektedir. Dişlerin üzerinde biriken gıda artıkları, çay, kahve, sigara kullanımı ve yanlış fırçalama alışkanlıklarından kaynaklanan lekeler muayenehanede yapılacak diş taşı ve plak temizliğiyle yok edilir. Bu işlemler sonrası dişler, diş beyazlatma işlemine hazır hale gelmiştir.

Beyazlatma İşlemi 2 Yolla Uygulanır:

Ev Tipi Beyazlatma: Diş hekiminin yönlendirmesi ile evde uygulanacak bir yöntemdir. Hastaya ağzından alınan ölçü ile kişiye özel bir beyazlatma plağı hazırlanır. Bu plak içerisine beyazlatma ilacı konulur ve hasta tarafından uygulanır. Uygulama hastanın yaşı, renklenmenin derecesi, istenilen renk tonu gibi faktörlere bağlı olarak hekim tarafından önerilen süre boyunca devam eder. Tedavi süresince gelişebilecek sıcak, soğuk hassasiyetleri dişlere yapılacak flor uygulamalarıyla azaltılabilir ya da kaldırılabilir.

Ofis Tipi Beyazlatma: Beyazlatmanın hızlı olması istenildiğinde 
 ya da ağızda aparey-plak kullanamayacak hastalarda diş hekimi tarafından muayenehanede uygulanan beyazlatma işlemidir. Diş etleri koruyucu maddelerle izole edilip dişler üzerine beyazlatıcı ilaçlar uygulanır ve ilaç etkinliğini artırmak amaçlı ışık kaynağı kullanılır. Seans ortalama 1 saat kadar sürer. Hastanın gereksinimine göre tekrarlayan seanslar sonrası istenen beyazlık sağlandığında işleme son verilir. Diş minelerine zarar vermez. Dişlerinde aşınma ya da çatlaklar olan bireylerde hassasiyetler görülebilir. Flor uygulamaları bu şikayetleri ortadan kaldırmaya yardımcı olacaktır.

Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar:

Her iki uygulama da diş hekimi kontrolünde olmalı ve hekimin talimatlarına harfiyen uyulmalıdır. Dişlerde bulunan çürükler, çatlaklar, kırık bölgeler, kullanılan beyazlatma jelinin bu bölgelerde hassasiyet oluşturmasına neden olabilir. Bu tür diş problemleri mutlaka beyazlatma işlemi öncesinde ortadan kaldırılmalıdır. Beyazlatma işlemi sırasında çay, kahve, sigara gibi renklendirici maddelerden uzak durulmalı, düzenli fırçalama ve bakım işlemleri itinalı bir şekilde uygulanmalıdır.

Çocuk Diş Hekimliği (Pedodonti)

Bebeğimin İlk Diş Muayenesini Ne Zaman Yaptırmalıyım?

Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organisation-WHO) ve Amerikan Pediatrik Diş Hekimler Birliği ilk diş çıktıktan sonra yapılmasını (genellikle 6 ay – 1 yaş arasında) önermektedir.

Bir Yaş, Çocuk Diş Hekimine Götürmem İçin Çok Erken Değil Mi?

Çocuk diş hekimlerinin (pediatric) öncelikli görevi çocuklarınızı diş çürüklerinden korumaktır. Erken yaşta itibaren bebeğinizin dişlerinin çürümesini önlemek için neler yapmanız gerektiğini göstermek ve düzenli aralıklarla sizi kontrollere çağırarak diş sağlığını kontrol etmektir.

İlk Çocuk Diş Hekimi Muayenesinden Önce Dikkat Etmemiz Gerekenler Nelerdir?

Tedavi öncesinde yapılmasından çok yapılmaması gerekenler daha büyük önem taşımaktadır.

  • Tedavi öncesinde çocuğunuza korkma, hiç acımayacak gibi cümleler kurmayın. Bu tür cümleler çocukların bilinç altında acıyabileceği fikrini doğurabilir.
  • Çocuğunuza diş randevusundan sonra hediye ile ödüllendirmeyin. Ödüllendirme çocuğunuzun işlemi zor bir işlem olarak algılamasına neden olur.
  • Çocuğunuza geçmişteki diş hekimi koltuğundaki iyi veya kötü deneyimlerinizden bahsetmemeniz daha yararlı olacaktır.
  • Çocuğunuza, eğer doktora gitmezse dişlerinin daha çok çürüyeceği ve sonrasında iğne yapılıp çekilmek zorunda kalabileceği gibi korkutucu cümleler kurmayın. Çünkü tüm bu korkuttuğunuz işlemler bir gün çocuğunuzun gerek duyabileceği tedaviler olabilir.
  • Diş hekiminin dişlerine bakmaktan başka hiçbir şey yapmayacağı konusunda da çocuğunuza söz vermeyin. Bırakın çocuğunuz ve çocuk diş hekimi ilk randevu için yapılacaklara beraber karar versinler.

İlk Çocuk Diş Hekimi Ziyaretinde Neler Yapıyorsunuz?

İlk diş muayenesinde amacımız ayna ve ışık yardımıyla çocuğunuzun tüm dişlerine bakarak var olan sorunları ve tedavi alternatiflerini sizinle paylaşmak, en önemlisi de beslenme ve koruyucu uygulamalar hakkında sizi bilgilendirmektir. Bu işlemleri yaparken kullandığımız tüm el aletlerini çocuğunuza anlatıp, ne işe yaradıklarını gösteriyor ve bazı aletleri onların kullanmasına izin veriyoruz. İlk diş muayenesinde canı yanmayan hatta oynanan oyunlar sayesinde odadan mutlu ayrılan çocuğunuz bir sonraki seansa ne kadar mutlu geldiğini görünce eminim ki çok şaşıracaksınız.

Çocuğumu Tedavi Seanslarına Getirirken Neler Yapmalıyım?

Çocuğunuzu tedavi randevularına özellikle anne-baba olarak sizlerin getirmesini tercih ediyoruz. Çocuğunuzu tedavi randevusuna aksi söylenmediği sürece mutlaka tok getiriniz.

Diş tedavilerin çok uyumlu olarak yaptıran çocuklar, yoruldukları ve sıkıldıkları zaman bir anda çok uyumsuz olabilirler. Bu durum, sonraki randevularını da olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle çocuklarınıza ve hekiminize daha çok işlem yapılması yönünde ısrar etmeyin, çocuğunuz tedavi olurken ona acıyor mu? Yoruldun mu? gibi motivasyonlarını bozabilecek sorular yöneltmeyin. Çocuğunuz koltukta rahatça diş tedavilerini yaptırıyorsa siz de bekleme salonuna geçip keyfinize bakabilirsiniz.

Ağız Kokusu (Halitosis)

Ağız kokusu günümüz toplumlarında çok sık olarak görülen patolojik ve fizyolojik olarak iki bölümde incelenen sosyal bir problemdir. Bu problem çözülmediği takdirde kişide psikolojik problemleri de beraberinde getirir. Ayrıca toplum içinde kendine güven duygusunu azaltır.

Fizyolojik Ağız Kokusu

Her bireyin yaşadığı, sabah uyanıldığında ağızda hissedilen kokudur. Sindirim kanalında ya da dil üzerindeki bakterilerin neden olduğu bir kokudur. Ağız bakımıyla hemen çözümlenir. Beslenme sonrasında görülen, nefesteki koku da fizyolojiktir. Bunun nedeni yenilen yiyecekteki uçucu aromatik bileşenlerin dışarı atılmasıdır. Kan gazlarının akciğerden atılımının neden olduğu bu koku tedavi gerektirmez.

Patolojik Ağız Kokusu

Bu kokunun asıl nedeni ağız boşluğu kaynaklıdır. 
 Diğer etkenler ise:

  • Sinüs ve akciğer kaynaklı enfeksiyonlar – Şeker hastalığı
  • Böbrek yetmezliği
  • Karaciğer yetmezliği
  • Metabolizma bozuklukları

Bizim açımızdan önemli olan ve tedavisini yapabildiğimiz ağız boşluğu kaynaklı koku, tüm şikayetlerin 85-90’ının nedenidir. Bu kokunun oluşmasında diş çürükleri, diş eti hastalıkları, aftlar, uyumsuz ve eski protezler ve ağız kuruluğu rol almaktadır.

Diş çürükleri, diş eti iltihapları, ağız içi herhangi bir enfeksiyon, bakteri üremesini artıracağı için daima ağız kokusuna neden olurlar. Bunu engellemenin tek yolu iyi bir ağız bakımı ve iyi diş sağlığıdır. İyi ağız bakımı içinse; diş fırçalama, dil fırçalama, diş ipi kullanımı ve ağız gargaraları zorunludur. Diş hekimi tarafından yapılacak 6 aylık periyodik kontrollerde bu tarz problemler erken teşhis edilip, kolayca tedavi edilebilir. Ağızda var olan eski tedaviler, protezler ve kuronlar zaman içinde kötü kokulara neden olabilir. Bu durumda yenilenmesi gerekenleri değiştirmek en sağlıklı çözümdür. Yine diş hekimi tarafından yapılan kontrollerde eğer ihtiyaç duyulursa diş taşı temizliği ve polisajı kokunun engellenmesi için uygulanmalıdır. Hekim tarafından gerekli kontroller ve tedaviler uygulandıktan sonra ağız kokusu probleminin tekrarlanmaması için ağız bakımı ve hijyeninin en üst düzeyde tutulması birincil şarttır.

Ağız Diş ve Çene Hastalıkları

  1. Ağız ve diş sağlığının korunmasında beslenmenin önemli bir yeri vardır. Alınan besinler kalsiyum, fosfor ve flor minerallerini yeterince içermelidir. Dişlerin gelişimi sırasında bu mineraller mutlaka alınmalıdır. Yine alınan besinler diş eti ve diş sağlığı için A vitaminlerini de içermelidir. Belirtilen mineraller ve vitaminleri karşılamak için yeterince et ürünleri, yumurta ile sebze ve meyve tüketilmelidir.
  2. Diş çürümelerinin önlenmesi için dişler düzenli olarak yemeklerden sonra tekniğine uygun şeklide fırçalanmalıdır.
  3. Öğün aralarında özellikle şekerli yiyecek ve içecekler tüketilmemelidir. Şekerli besinlerin tüketilmesi durumunda fırçalama imkânı yoksa en azından ağız suyuyla çalkalanmalıdır. Aynı durum kola gibi asitli içecekler için de geçerlidir.
  4. Sert cisimleri ısırma, parmak emme, tırnak yeme ve kürdan kullanma gibi alışkanlıklar dişlerde gelişme bozukluklarına, düzensiz dişlere ve diş eti hastalıklarına neden olduğundan bu durumlardan kaçınılmalıdır.
  5. Dişlerde çürük oluşumu, başladıktan sonra aylarca sürer. Bu nedenle yılda en az iki defa diş hekimine giderek sorunlar büyümeden erken tanı konularak, tedavisi yapılmalıdır. Böylece sorunlar da büyümeden durum düzeltilir.
  6. Ağız kokusu olduğunda, nedeni araştırılarak diş çürüklerinden mi yoksa sinüzit, bademcik iltihapları, şeker hastalıkları gibi rahatsızlıklardan dolayı mı oluştuğu belirlenerek gerekli tedavi yapılmalıdır.
  7. Diş araları sert cisimlerle karıştırılmamalı ve diş ipi kullanılmalıdır. Diş eti hastalıklarının oluşmasının başlıca nedeni dişlerin kürdanlarla temizlenmesidir.
  8. Dişlerle ceviz fındık gibi sert kabuklu yiyeceklerin kabukları kırılmamalıdır.
  9. Çok soğuk ve çok sıcak yiyecekler art arda yenildiğinde diş minesini çatlatabileceğinden bu gibi durumlardan kaçınılmalıdır.
  10. Sürekli yumuşak besinlerle beslenilmemelidir. Havuç, elma, armut, ayva gibi meyveler ısırılarak yenmelidir.
  11. Çocuklardaki süt dişleri de dahil olmak üzere hekim önerisi olmadan dişler çekilmemelidir.